3 Ekim 2009 Cumartesi

Mükemmel Olmadan Ölme!

"Kendinizi tanıyın!" Bu, bir emirdir.
Emri veren de kişisel gelişim uzmanları.

Mükemmel ol, sonra da öl! Yukardaki emrin ihtiva ettiği anlam buna varıyor.

Bazı şeyler ulaşılmak istenen hedeflerdir: Şampiyon olmak, rekor kırmak, derece yapmak... Mutluluk, huzur, (geniş anlamda) başarı... bunlardan değildir. Kendini tanımak da...

İnsan, hayatın her anında ya mutludur ya mutsuz; ya huzurludur ya huzursuz... Birtakım şartları yerine getirip gerekli yerlere belgeler teslim ederek, gayri ilelebet mutlu, huzurlu olma garantisi alma gibi bir şey söz konusu olabilir mi?

Kendini tanımak da bir süreçtir. Belli bir yaş haddi veya bilgi birikimi kendini tanıma eşiği olarak sabitlenebilir değil ki, o eşiği atlayınca kendine dair başkaca keşiflere kapılar kapanmış olsun.

Hayatın anlamı, insanı hayatta tutan şeydir. İnsan, doğduğu andan itibaren tanıştığı her şeyle kendini tanır, kendini tanıdıkça etrafındakileri doğru tanımlar, yorumlar.

Bilmekten vazgeçtiği ölçüde kendine attığı adımları kısmıştır. İnsan da bir kuyudur, kendini kazdıkça derinleşir; kendini terk ettikçe körleşir, sığlaşır...

Bilmekten vazgeçen insan, kendini tanıdığına kani olmuştur. Ama Oscar Wilde'ın da dediği gibi "Yalnızca sığ olanlar, kendini tanıyabilir."

Hiç yorum yok: