28 Eylül 2009 Pazartesi

Ellerini Öper Yalnızlık




parmaklarımız kadardır, akşam eve taşıdığımız kirleri hayatın. musluk suyuyla yıkıyoruz ellerimizi, ne kadar emin olabiliriz ki arındığımızdan...

...

dur, diyebilmeli bazen ellerini öpen işlere. bir büyük nefes alabilmeli, yeniden soluksuzca yaşamak için. alıp başını gitmeli ki bir ara, başından aşkın işine dönebilesin...

...

evler... yalnızlığa sokulmak için var. dışarda, hayat pek dar...

27 Eylül 2009 Pazar

Cazibesi İrkilsin!

hayat, hep işleri yoluna koymaya çalışmakla mı geçecek? hani su akar, yolunu bulurdu...
yeşermek için, yerini beğenmesini bekliyorum ümitlerimin? tünelin ucunda da olsa bir ışık görmeli değil mi?

yaşananlara yorum getirmek yoruyor her gün. dolu poşetler olsa boş verirdim, elimde... düşünce müptelasına umar olsa, umrunda m'olurdu dünya...

ağlamak, aradan uzun zaman geçince, çekici gelebilir. gözlerini sıksan iki damla çıkar çıkmaz... yine de damlaya damlaya göl olur... hele bekle, cazibesi irkilsin...

26 Eylül 2009 Cumartesi

Dişe Dokunur Huzur...

ne kadar sürer bir sürûr? kısa vadede dişe dokunur huzur...
bazı sabırsızsındır, bazı parlayacak alevsin; rüzgar seni bulur...

24 Eylül 2009 Perşembe

Al Suçlarını

yüzüne düşen kakülünü kaldır
saçların örter sanma suçlarını
yanakları masumun daha aldır
sensin ele veren avuçlarını


Kamil Yastı

Körün Merceği



neden beni görmüyorsun, gör
uyutmuyor merceğini kör...


hikaye yazamam. sanırım yazamam. denemediğim bir çok şey gibi duruyor işte bu da. insanların başına tuhaf şeyler gelsin istemem. esas oğlanlar ve esas kızlar uslu durmuyorlar hayatta...
sonra... ak saçlı kelimelerim var; ikide bir kadraja girer, ihtiyarlatırlar kârîleri...

sıkıcı be bu hayat! yani el'an yaşanan...
sabah ve akşam ev yolunu değiştirerek örseliyoruz işte yeknesaklığını. ne büyüksün mevlam! almıyorsun nabzını elinden, görür görmez serserinin savsaklığını...

son ele kalmadan, son kale düşmeden...
derbederliğin kevrasını sav...
tevbe toprağı sen cansız düşmeden, tav...

22 Eylül 2009 Salı

Yine de


Yine de...

görüyorum
yüzümde bir çocuk ölüyor
her gün,
yanaklarım kızarmıyor çoktandır.

yine de
her nefes alışımda
yeniliyorsam yaşadığım zamana
içimde diri kalan çocuktandır.

Bir Yalanı Yaşamak...

birkaç yeri aradım, ulaşamadım. tekrar aramaya hevesim yok! ulaştım; ulaştım, ulaşamadım...

bir yere kadar gidip gelmek kolay da... bir kere gitmek zor. bir kere, gitmek çok zor! her ne kadar ayrı yazılsa da terk etmek, bazı şeyler suyla ekmek...

kendimi oyalayacağım bundan sonra. ne de olsa "mal da yalan, mülk de"... iyi bildiğim her şey yalan...
dilerim iyi bilir beni yargılayacak olan...
...

Deliler Devam Edebilir...

...

Bayram da bitiyor...
Akıldânelere...

Bir dem gülüşüp, iki lokma bölüştüğümüz...
Akşamlarda kızıl saçlı kızların aykırılığı...
İskelelere ben bırakmadım ayrılığı...

Bulutlu günler de bulutsuz günler gibi!
Geçer...
Ne eksik, ne fazla...
Bir hikayesi olsaydı,
Belki...
Islanmaya değer...

...